Trabzon’da tatil için geldiği meskenine dadanıp, bahçedeki eserlere ziyan verdikten sonra güvenlik kamerası ve teleskop ile gözetlediği ‘Meteor’ ismini verdiği bozayının aldığı tedbirler sonrası uğramadığını belirten Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, “Diğer köylerde dolanıyor. Milletin, bahis komşunun lisanına düştük. ‘Ayını bizden al’ diyorlar. Ne yapayım ayıyı? Ayıdan sorumlu değilim. Ayım kayboldu, kararsızdır, ilgilenmiyoruz” dedi.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Meteoroloji Mühendisliği Kısım Lideri, Afet İdaresi Enstitüsü ve İklim Değişikliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, yaz tatilini geçirmek için memleketi Trabzon’un Maçka ilçesine geldi. Prof. Dr. Kadıoğlu, 2 yıl evvel köydeki meskenine ayı dadandığını fark edip, bahçenin etrafına güneş gücü ile çalışan elektrikli çit koyup, güvenlik tedbiri aldı. Meskeninin etrafına güvenlik kamera sistemi kuran ve bozayıyı gözlemek için teleskop alan Prof. Dr. Kadıoğlu, ‘Meteor’ ismini verdiği ayıyı görüntülemeyi başardı. Kadıoğlu, ayının büyüklüğünü gördükten sonra konutundaki önlemleri de artırdı.
“Gelse kameralar görürdü”
Yine tatil için memleketine gelen Prof. Dr. Kadıoğlu, ayının bir müddettir konutunun etrafında görülmediğini söyledi. Prof. Dr. Kadıoğlu, “2 sene evvel dağda görüntüsünü çektikten sonra, bir daha buralarda görülmedi. Burada çöp ve yiyecek bırakmıyoruz, bir de her tarafta köpek ve kamera var. Herhalde hissetti. Şu anda etraftaki köyleri dolanıyor. ‘Meteor’, bize mal oldu. Millet, ‘Senin ayı bize geldi’ diyor. Ayı da benim oldu. Yakında, ‘Mikdat Kadıoğlu’nun ayısı bize ziyan verdi’ diye mahkemeye de verirler. Öbür köylerde dolanıyor, fındık yiyor da buraya uğramıyor. Gelse kameralar görürdü. Bir de meskende köpek var. Uysal gerçi lakin sabaha kadar dağa yanlışsız havlıyor” dedi.
“Konu komşunun lisanına düştük”
Bozayının yakın köylerde görüldüğünü anlatan Prof. Dr. Kadıoğlu, “Bizim aşağı köyde 7-8 tane birden görülmüş. Kimi kameraları oraya koyduk. Muhakkak bir sayının üstüne çıkarsa, ‘Devlet, tabiat muhafaza tedbir alıyor’ dediler. Onları kaydetmeye çalışıyoruz. Ayı popülasyonu artıyor mu bilmiyorum. Bize gelen giden yok. Herhalde besleme konusunda uygun davranmıyoruz. Daha evvel bal koymuştum lakin beğenip, yememişlerdi; sonra da ayıyla bir şeyimiz kalmadı. Şikayetimiz yok da milletin, husus komşunun lisanına düştük. ‘Ayını bizden al’ diyorlar. Ne yapayım ayıyı? Ayıdan sorumlu değilim. Ayım kayboldu, kararsızdır, ilgilenmiyoruz. Kimileri ayı köye inmesin diye dağda besliyor. Memur adamız, köpeği sıkıntı besliyoruz” diye konuştu.
“Mısırı bizim kadar seviyor”
Bozayının konuta gelmemesi için bahçesine zerzevat ekmeyi bırakan Prof. Dr. Kadıoğlu, “Benim bir akrabam var; dağa gidip, ayıyı besliyor. İşe yarıyor. Bir çeşit afet idaresi. Millet, bu türlü pratik teknikler buldu. Ayı düdüğü aldım, bir sürü şey aldım, ışıklar filan. Bir gün uyurken gelip, mısırları yedi. Beni adam yerine koymadı. Artık mısır ekmiyoruz. Mısırı da nereden biliyorsa öğrenmiş. Mısırı bizim kadar seviyor. Hatta fasulye de yiyor. Kameralardan domuz hiç görmedim, tilki ve çakal gördüm, kurt da görmedim. Ayı bir biçimde hissediyor, gelmiyor. Afişe oldu bütün Türkiye’ye, ondan sonra uğramaz oldu. Burada fındık filan da yok, yiyecek olan yerlere gidiyor. Buraya kuşlar yesin diye 150 tane meyve ağacı diktim, şimdi küçükler lakin tahminen ayı ileride gelir” dedi. (DHA)
Bir önceki yazımız olan Hürmet Öztürk: Soylu’nun “Şununla konuşmayın, bunun telefonuna çıkmayın” devri kapanmış, İçişleri Bakanlığı’nın havası değişmiş başlıklı makalemizde Bakan, Emniyet ve Vali hakkında bilgiler verilmektedir.
