TBMM Göç ve Ahenk Alt Komisyonu’nda konuşan Düzgün Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, sondan denetimsiz geçişlerle ilgili AKP’lilere “Mayınları kaldırmasaydınız” dedi. AKP’li Kurul Lideri Atay Uslu ise, “Mayını kaldırmamak, mayına bassın ölsün demektir” yansısını gösterdi. Uslu, “Kaynak ülkedeki çatışmayı durdurmadan oraya insanları göndereceğiz demek, mevte göndermektir” tabirini de kullandı.
TBMM Göç ve Ahenk Alt Komitesi, Göç Yönetimi Lideri Atilla Toros’un sunumunu dinlemek üzere bugün toplandı. Sığınmacılar, göç ve ahenk siyasetleri ile istekli geri dönüş süreçlerine ait sunum yapan Toros, Türkiye’de bulunan yabancı ve Suriyelilerin aktüel bilgilerini de açıkladı.
28 Eylül prestijiyle yasal kalıcı statüsündeki yabancı sayısının 4 milyon 741 bin 115 olduğunu belirten Toros, “Bunların yaklaşık yüzde 70’ini, 3 milyon 279 bin 152’sini süreksiz müdafaa kapsamındaki Suriyeliler oluşturuyor” dedi.
Toros, 1 Haziran’dan itibaren uygulamaya başladıkları İstanbul Modeli’ne ait de bilgi verdi. 2023 yılında 111 bin 624 yabancının, kendi isteği ile Türkiye’den ayrıldığını belirten Toros,”İstanbul Modeli sayesinde kolluk ünitelerimiz, sistemsiz göçmen olduğundan şüphelendiği yabancıların kimlik denetimlerini yapmakta. Jandarma ve emniyet ünitelerimiz, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına olduğu üzere yabancılarla da alakalı Türkiye’de kalmalarını sağlayan evrakları talep etmekte. Dokümanlarla ilgili nasıl davranılması gerektiği konusunda İstanbul’da ağır bir eğitim faaliyeti yürüttüğümüzü tabir etmek isteriz” dedi. Toros’un sunumunun akabinde kelam alan Yeterli Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, açıklanan dataların gerçeği yansıtmadığını tez ederek, Suriyelilerin geri gönderilmemesine yönelik tenkitler getirdi.
Türkoğlu’nun tenkitlerinin siyasi olduğunu ve bu soru ve eleştirelere kendisinin karşılık vereceğini kaydeden AKP’li Kurul Lideri Atay Uslu, şunları söyledi:
“Çatışmayı durdurmadan, göndereceğiz demek, vefata göndermektir”
“İnsani ve türel olarak nasıl çözeriz, bunun sıkıntısındayız. Ancak şunu bilmek lazım. Kaynak ülkelerdeki problemleri çözmediğimiz sürece bu sorun devam ediyor. Kırılma sadece Suriye’de değil. Afganistan, var, Orta Afrika coğrafyası var. Artık Amerika’nın çok konuştuğu durumlar var. Problemler bugün çatışma ancak yarın öbür bir şey iklim mesela, kuraklık. Kaynak ülkede bu problemleri çözmek lazım. Yani kaynak ülkedeki çatışmayı durdurmadan, oraya insanları geri göndereceğiz demek vefata göndermektir açıkçası. Suriyelileri gönderelim diyorlar. Eyvallah gönderelim. Lakin Suriyelilerin dönebileceği elverişli insani ortamı da sağlayıp hani onurlu, inançlı dönüşü sağlayalım. Her ne kadar CHP, inançlı bölgede yapacağımız askeri hareketlere, buradaki tezkerelere geçen devir olumsuz oy verse de lakin bu bölgenin genişletilmesi, mesela bu sorunun tahlili için değerli bir alan. Liderimiz söz etti 3 milyon 250 bin Suriyeli var Türkiye’de. Bu devletin resmi sayıları. Bunu kabul etmek zorundayız. Zira bir Suriyeli parmak müsaadesi vermediyse, kayıt olmadıysa okula gidemiyor, toplumsal yardım alamıyor, otobüse binemiyor, hastaneye gidemiyor. Yani münasebetiyle bunların tamamının kayıtları var.
“İkamet konusu, parası pulu olan insanlar”
Zaten İstanbul modeli, Suriyeli kendi kayıt olduğu yerde yaşamıyorsa kendi yerine gönderilecek demektir. Bunun da sakıncası var. Oradaki beşerler diğer yere gönderildiği vakit diyorlar ki ya biz burada bir hayat kurduk, bizi bir gecede götürmeyin diyorlar. İşte bu yönetmek mesela göç idaresi. Bir de yani sistemsiz göçle lütfen göçü karıştırmayalım. Sistemsiz göç, gayret edilmesi gereken her hükümran devletin çaba etmesi gereken bir mevzu. Lakin sığınmacı konusu insani bir mevzu. Bir de ikamet konusu. Onlar büsbütün parası pulu olan beşerler açık konuşalım. Sıhhat sigortasını kendisi karşılamış. Birtakımı sıhhat turizmi gayeli geliyor. Güneşe yanlışsız göç var. Diyor ki ben konut alacağım. Bunun içinde Almanlar var, İngilizler var, İskandinavlar var. Bu da bir ekonomik kaynak bizim için. Bunların hepsini birbirinden ayırıp masaya yatırılması gerektiğini düşünüyorum.”
“Mayınları kaldırmasaydınız” tepkisi
Sınır güvenliği ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Uslu, “Bir evvelki komite üyesi arkadaşlarımızla daha evvelki komitede da çalıştık. Orada 3 bin metrede kar altında güvenlik kuvvetlerinin büyük emeğini gördük. Geçişler oluyordur, durdurulamıyordur. Hudut çok büyük. 2 bin kilometre var. 2 bin kilometrenin her bir metresine asker koymak çok büyük bir külfet olabilir” dedi. Türkoğlu bunun üzerine, “Mayınları kaldırmasaydınız” tabirini kullandı. Uslu da, “Bakın mayını kaldırmamak, Akdeniz’de botlar patlatılıyor, ölüyor. Mayını kaldırmamak öbür tarafta da mayına bassın ölsün demek bu. Buna öteki bir tahlil bulmamız lazım” karşılığını verdi. Türkoğlu bunun üzerine, “O vakit niçin duvar örüyorsun?” sorusunu yöneltti. Uslu da, “Mayın öbür bir şey. Sayın Cumhurbaşkanımız birinci günden itibaren dün ne dediyse bunu söylüyor. Ben size söyleyeyim. Diyorum ki ben bizden yardım dileyenlere, elimizden geldiği kadar yardım edeceğiz” diye konuştu.
Bir önceki yazımız olan Amazon'a şok dava! Dünya sarslacak! başlıklı makalemizde Rekabet ve Rekabeti hakkında bilgiler verilmektedir.
